Franz Kafka karmaşık, gizemli ve aynı zamanda süper bir yazardır. Yazarın son dileği eserlerinin yakılmasıydı ancak arkadaşı Max Brod bu vasiyetini yerine getiremedi. Peki Brod yıllar süren dostluğu görmezden mi geldi yoksa tarihe bir hazine getirmek için mi bu ihaneti yaptı? Detayları birlikte keşfedelim. ?
Kaynak: bir
Kafka hayatı boyunca pek çok eser vermiş olsa da hiçbir eseri tanınmadı ya da ödül almadı ancak bu durum gelecek nesillerin onu keşfetmesine engel olmadı.
Edebiyatın en büyük isimlerinden biri olmasına rağmen Kafka’nın kendi yazıları ve hayatı hakkında karmaşık hisleri vardı.
Kafka’nın “Açlık Sanatçısı” adlı kısa öykü derlemesi de kendini ifade edememe ve anlaşılmama temalarına odaklanıyor.
Kafka’nın bir deri bir kemik kalmış kahramanı kendi kafesinde açlıktan ölüyor ama kimse onun eylemini anlamıyor ya da takdir etmiyor. Bu, Kafka’nın kendi yazılarına ve hayatına ilişkin hissettiği yetersizlik ve anlayış eksikliğini yansıtan güçlü bir metafordur.
Kafka’nın hastalığının çoğunlukla manevi bir boyutu vardı.
Hastalığını bir ceza ve kurtuluş olarak kabul etti. Bu Kafka’nın karmaşık ruh halini ve hayata bakış açısını anlamak açısından değerli bir detaydır.
Franz Kafka’nın ölümü en yakın arkadaşı Max Brod için derin bir kayıptır.
Brod, Kafka’yı bir peygamber olarak görüyor ve dostluklarını ‘dünyevi bir mucize’ olarak değerlendiriyor. Bu duygularını Kafka’nın cenazesinde dile getirir. Kafka’nın ölümünden sonra ailesi Brod’u evlerine davet eder. Kafka’nın babası Hermann, Kafka’nın eserlerinin Brod tarafından yayımlanması için bir sözleşme imzaladı.
Brod, Kafka’nın çalışma odasına girer ve orada Kafka’nın yarım kalmış eserlerini ve günlüklerini bulur.
Bu eserler arasında Kafka’nın tüm yazılarının yakılmasını istediği ancak Brod’un Kafka’nın isteğini yerine getirmediği iki not bulunmaktadır. Çünkü Kafka’nın kendi yazılarının değerini anlamamış olabileceğini düşünüyor.
Kafka’nın günlükleri, yazarın iç dünyasındaki karmaşayı ve kendine yönelik sürekli eleştiriyi ortaya koymaktadır.
Kafka eserlerinin çoğunu eksik ya da kusurlu bulsa da Brod bu eserlerin derin bir anlam taşıdığını açıkça görüyor. Kafka’nın kendi yazıları hakkında bile şüpheleri vardır; Sözlerinin etrafındaki şüphelerle boğuşurken yazmayı bir nevi kurtuluş olarak görüyor.
Kafka’nın “Dava” adlı eserindeki Joseph K. gibi, Kafka da ömrünün sonunda tüm yazılarını yakma eylemini gerçekleştiremez.
Kafka bu noktada kendini yok etme konusunda tereddüt eder ve bu görevi Brod’a bırakır. Ancak Brod, Kafka’nın böyle bir ‘idam’ı hak etmediğini düşünüyor ve eserlerini korumayı tercih ediyor.
Kafka’nın bu isteği ve Brod’un bu kararı, Kafka’nın karmaşık ruh halini ve insan psikolojisinin derinliklerini ortaya çıkarıyor ve bize yazarın eserlerini nasıl değerlendirmemiz gerektiği konusunda bir bakış açısı sunuyor.
